25 Şubat 2010 Perşembe

Türkiye’de Yaşanan Olaylar ve Olası Komplo Teorileri

Türkiye kimine göre bir demokrasi sınavından geçmekte kimine göre muhalifler susturulmakta kimine göre ise bir hukuk savaşı verilmekte. Bu görüşler her insanın bakış açısına göre değişmekte. Bekli de bugün yaşanan olayların gerçeklikleri bundan 20 – 30 yıl sonra gün yüzüne çıkacak. O yüzden siyasi ve politik olarak bu işin gerçekliğini insanların vicdanına ve tarihe bırakmak gerekir. Biz ise yaşanan bu olayların ekonomik yönünü inceleceğiz.
2009 yılı sonuna kadar hem ekonomik göstergeler hem de otoriteler yaşanan ekonomik krizden en az etkilenen ülkelerden bir tanesinin Türkiye olduğu söylemekteydiler. Peki ne oldu da iki ay içerisinde piyasalar bu kadar kötü şekilde geriledi. Bunun birkaç sebebini sayabiliriz.
İlk olarak üretim sektöründe var olan finansal yapılanma ve ihracat sıkıntıları, dünya da yaşanan finansal kriz Türkiye’yi aşırı derecede etkilemedi. Çünkü ülkemiz buna benzer bir krizi 2001 yıllında yaşadı ve bundan çok ağır bir fatura ödedi. Sonrasında gerekli yasal ve kurumsal düzenlemeleri yaptığı için bu krize finansal açıdan oldukça sağlam girdi. Lakin bu krizden en çok etkilenen ülkeler (başta Avrupa ülkeleri) bizim en fazla ihracat yaptığımız ülkelerdi. Bu ülkelerde yaşanan talep daralması bizim fabrikalarımıza ve işçilerimize direk olarak yansıdı. Bu da firmaların finans yapılarını bozmaya başladı. Buna paralel olarak da işsizlik arttı.
İkinci olarak; hükümet birkaç yıldan bu yana IMF ve kredi kozunu çok iyi kullanmaktaydı. Ne zaman işler kötü gitse IMF geldi geliyor denilerek piyasaların nabzı düşürülüyordu. Ancak bu söylem piyasalarda haddinden fazla fiyatlandığı için son zamanlarda piyasalar yeni doneler aramaktaydı. Bu donelerin en önemlilerinden bir tanesi de kredi değerlendirme kuruluşlarıydı. 2009 sonlarında önce Moody’s, sonra da Fitch Türkiye’nin notlarını arttırdı. Son olarak da geçtiğimiz günlerde not konusunda cimri olarak tabir edilen Standard and Poor’s Türkiye’nin kredi notunu yükseltti. Bu beklentiler de gerçekleşince Türkiye’nin uluslar arası anlamda elinde sadece IMF kozu kalmış oldu.
Türkiye piyasalarını yakından etkileyen son ve en önemli olay ise yaşanan politik gelişmeler. Önce Ergenekon davası, sonrasında yargı ile hükümeti karşı karşıya getiren dava krizi ve bu hafta yaşanan Balyoz operasyonu çerçevesinde Askeri kanatta başlayan sıkıntı… Tüm bunlar ekonomik açıdan son derece tedirginlik yaratmakta. Eğer bu tedirginlik tırmanmaya devam ederse piyasalarda risk artacak, buna bağlı olarak da piyasalardan sıcak para çıkışı yaşanır. Uluslararası yatırımcılar Türkiye’de son zamanlarda yaşananları tedirgin edici olarak yorumlarken, bir çok uluslararası fon da nakde geçmeye başladı. Eğer sağduyuyla yaklaşıp bu sorunlar çözülür ise bu nakitler tekrardan piyasaya girecektir. Devam ederse şuan beklemede olan fonların ülkeden çıkışları hızlanabilir. Bu da ülke ekonomimizi negatif anlamda diğer ülkelerden ayrıştıracaktır.



Son birkaç hafta içerisinde USD/TL paritesi 1.45 seviyelerinden 1.55 seviyelerine kadar yükseldi. Şu an içinde bulunduğu uptrendin üst kanalında bulunmakta ve 1.5550 seviyelerinde oldukça güçlü bir direnç var. Eğer bu direnç kırılacak olur ise parite önce 1.57 seviyeleri görülecek, bu da kırılacak olur ise 1.60 seviyeleri test edilebilir. Son bir haftadır aralıksız yükselen parite de bu seviyelerden bir düzeltme hareketi beklemekteyim. Bu düzeltme eğer %50’lik olur ise 1.5350 seviyeleri görülecektir; %61.8 kadar olur ise 1.5280 desteği test edilecektir. Kısa vade içinde bulunulan trendin aşağı yönlü kırılmasını beklememekteyim. Bu yüzden 1.5280 desteği oldukça güçlü. Kırılması durumunda ise 1.50 ve 1.4780 desteleri karşımıza çıkmakta.
Mustafa KEYSAN
Finansal Analist

Türkiye'nin lider Forex Portalı.

Detaylar için : Forex Teknik Analiz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder